Ülke olarak Kentsel Dönüşüm kararı almamızda etkili olan gerçekler neydi? Birde bu kararı alırken kent planlamacıları işe istişare yaptınız mı?
Yeryüzünün aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp -Himalaya kıvrım sisteminin Akdeniz deprem kuşağında yer almaktadır. Türkiye’nin yarısına yakını (% 42) birinci derece deprem alanı, nüfusun da yarısına yakını (%45) bu bölgede yaşamaktadır. Birinci ve ikinci derece deprem alanı içinde yaklaşık 50 milyon insanımız yaşamaktadır.
Deprem Bölgeleri Haritası'na göre, yurdumuzun %92'sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98'i ve barajlarımızın %93'ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir. Ülkemizde özellikle 1950 sonrası görülmeye başlayan; hızlı nüfus artışı, tarımda makineleşme, göç olgusunu beraberinde getirmiştir. Kırsaldaki nüfusun kente yığılması, kentlerde önemli bir konut sorununu yani gecekondulaşma sürecini başlatmıştır.
Başta büyük kentlerimiz olmak üzere bir çok bölgede bu sorun ciddi bir boyutta yaşanmaktadır. Ülkemizde toplam nüfusun yaklaşık %75’i kentlerde yaşamakta olup kentli nüfusun artması, ülkemizde son yıllardaki ekonomik gelişmeler, alım gücünün ve gayrısafi milli hasılanın artmasına rağmen bunun yanında kentlerdeki konut stokumuz sağlıksız ve güvensiz yapılardan oluşmaktadır.
6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak kentsel dönüşümde Şehir Plancılarına ve Mimarlara büyük görevler düşmektedir. Yeni kent tasarımları şehir plancıları tarafından gerçekleştirilecektir, bu tasarımlar Cumhuriyetimizin 100 üncü yılına giderken şehirlerimizin kimliğini ortaya koyacak, dışa açılan yüzümüz olacak,
Kentsel Dönüşüm Yasasının hazırlanması konusunda çabanızı herkes gibi bizde yakından takip ediyoruz. Böyle bir yasanın hazırlanmasında gösterdiğiniz çabadan dolayı Elektrokent Perpa Dergisi olarak size çok teşekkür ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde bu yasanın kanunlaşmasıyla birlikte birçok ilde yıkımlar başlandı 10 yıl kadar sürmesi beklenen bu dönüşün sonunda nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağız öğrenebilir miyiz?
Türkiye’de Kentsel Dönüşüm süreci 1,2,5,10 ve 20 yıllık eylem planları dahilinde yaklaşık 20 yıl olarak planlanmaktadır. Yaklaşık 19 milyon adet konut stoku olan Türkiye’de riskli yapılar belirlendikten sonra, tahmini 6,5 milyon konutun dönüşmesi planlanmaktadır.
Biz tarihimizdeki gibi insan merkezli şehirler inşa etmek istiyoruz, çocuklarımızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapmayı arzu ediyoruz, İnşallah çocuklarımıza biz o beton yığınları içerisine mahkûm olmuş şehirler değil, işte o arzuladığımız parkları olan, parklarla donatılmış çevreleri olan şehirler emanet edeceğiz. Bu konuda da en büyük görev mimarlarımıza ve plancılarımıza düşmektedir. İnşallah bunu el birliği içerisinde hep beraberce gerçekleştireceğiz.
Bu süreç kesinlikle büyük bir fırsattır ve mutlak suretle değerlendirilmelidir. Kentsel dönüşüm sadece binaların yıkılarak yerine yeni binalar yapılması değildir. Kentsel dönüşüm ile bütünlük içerisinde kentlerin tarihi, kültürel, doğal değerlerinin ortaya çıkarılması, estetik ve özgün kentler oluşturulması sağlanacaktır. Günümüzde birçok tarihi ve kültürel yapımız kentlerimizde beton yığınlarının arasında kalmış olup bunlar yeniden ortaya çıkarmamız ve değerlendirmemiz için büyük bir fırsattır. Kentsel dönüşüm kentlerimize tarihi, kültürel ve sosyal olarak büyük kazanımlar getirecektir.
Kentsel Dönüşüm için ne kadar bütçe ayrılacak? Yada ayrıldı.
Kanunda 2B gelirlerinin %90 ına kadar dönüşüm hesabına aktarılabileceği öngörülmektedir. Bütün ülkedeki dönüşümün sadece bu kaynaktan finansmanı mümkün olmayıp, Çevre cezalarının %50 si, Uygulamada bulunacak Belediye yatırım bütçelerinin %5’i ve harç gelirlerinin %50 si, İller Bankasının bazı faaliyetlerden elde edeceği karın %50si ve Maliye Bakanlığınca aktarılacak ödenekler kullanılacaktır.
Özellikle hak sahiplerinin durumu merak konusu. Konutları yıkılan hak sahiplerini neler bekliyor? Başka semtlere geçici olarak mı taşınılacak, yoksa herkes kendi konutuna geri dönebilecek mi?
Dönüşümde en önemli önceliğimiz ‘Yerinde Dönüşüm’ ü sağlamak olacaktır. Zemin problemleri nedeni ile yerinde dönüşümün imkansız olduğu alanlar için en yakında bulunan rezerv alanlar değerlendirilebilecektir. Yasa uyarınca anlaşma ile tahliye edilenler kira yardımı yada konut tahsisi imkanı getiriliyor.
Kentsel dönüşümde model alınan bir ülkesi var mı. Varsa bu ülkeler hangiler?
Kentsel dönüşümde bir model ülke değil dünyadaki tüm başarılı uygulamalar incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bunlara İspanya, Kore, Japonya ve Güney Amerika da dahildir.
Vatandaşların evlerini yıkmak insan haklarına aykırı değil midir? Vatandaşın evi yıkıldığı taktirde yenisi yapılana kadar mal sahibine kira ve bedeli ödenecek mi?
Yasanın özü, en önemli insan hakkı olan ‘ yaşama hakkı’ nı güvence altına almak olduğundan, insan haklarına aykırılık söz konusu olmadığı gibi, yasa ile yaşama hakkının teminine katkı sağlamaktadır. Yasa insanın ‘can’ hakkını ‘mal’ hakkından üstte tutmaktadır.
İnşaat sektörü de kentsel dönüşümle birlikte bir patlama yaşanması bekleniyor. Sektörün geleceği için ne düşünüyorsunuz? Patlama yaşanacak sektörlerden bir tanesi de bizimde dergimizin konusu olan Elektrik ve Aydınlatma sektörü. İnşaat sektörünü yakından bilen birisi olarak kısaca bu kanunun bizim sektörümüze olacak katkılarından da bahseder misiniz?
7 milyon konutun yıkılıp yeniden yapılacağı tahmin edilmekte olup, bu büyük projenin gerçekleştirilmesi elbette Türk İnşaat Sektörünü canlandıracaktır.
Yıkılan binaların yerine yenisi yapılırken hangi kriterler göz önüne alınacak. Yeni binalarda sağlamlık dışında görselliğe ve enerji tasarrufuna uygun binalar olarak inşa edilmesine dikkat edilecek mi?
Kanunun özünde can güvenliği için riskli binaların yıkılarak yerine güvenli binalar yapılmasıdır. Yoksa AVM, rezidans v.b. gibi düzenlemeler öngörülmemektedir.Halk arasında yeşil bina olarak da bilinen Akıllı binalar çok önemli olup Türkiye ülke olarak enerjiye çok para harcamaktadır. Enerjiye harcanan paranın neredeyse yarısı konutlarımızı ısıtmakta kullanıyoruz ve mevcut binalarımıza bakıldığında da enerjinin yarısı boşa gidiyor bu enerjinin tasarruf edilmesi lazım, bu durum ısı yalıtımlı binalarla mümkün.
Ayrıca inşaat malzemeleri konusunda da doğal, çevre dostu, fazla atık bırakmayan ve geri dönüşümü olan malzeme üretilmesine ve kullanılmasına ağırlık verilmelidir. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak kendi elektriğini kendi üreten, kullanılmış atık suyu tekrar değerlendirerek geri dönüşüm sağlayan sistemlerin geliştirilmesi çok önemli. Bu binaların çoğalması her alanda tasarrufun sağlanması ve kalkınmamıza da yardımcı olacaktır. Bunlar da akıllı binalarla mümkün olacak.
Yapılan yeni binalarda ortak bir mimari tarzı mı belirlenecek, yoksa her firma istediği mimaride, istediği projeyi yapabilecek mi?
Dönüşüm alanlarında planlama Bakanlıkça yapılacak olup bölgenin sosyo ekonomik durumu, arazi yapısı, tarihsel dokusu… vs gibi hususlar göz önüne alınarak mimari tarz mekansal planlama sırasında belirlenecektir.
Bildiğim kadarıyla kentsel dönüşüm ile birlikte birçok inşaat firmasına ihalelere katılma hakkı tanınacak. Kentsel Dönüşüm ihalelerine katılmayı planlayan özel sektör firmalarında ne tür özellikler olmasına dikkat edilecek.
3’te 2 çoğunlukla anlaşma sağlandıktan sonra, söz hakkı hak sahiplerinin olacak, istedikleri firmalarla anlaşabilecekler.
Son olarak dergimiz okuyucularına ve sektörümüz temsilcilerine kentsel dönüşüm ile ilgili neler söylemek ister siniz?
Heyelan, deprem, sel gibi afetlere maruz kalabilecek yerleşim merkezleri önceden tespit edilecek ve bu alanlardaki yapı stoku daha güvenli, modern yapılarla değiştirilecek.
Dönüşümle birlikte öncelikli olarak vatandaşımız güvenilir bir yapı içerisinde deprem riski olmaksızın yaşayacaklar. Şehirlerimizin çağdaş, standartlara uygun bir yerleşim alanına dönüşmesi sayesinde vatandaşımızın sahip olduğu gayrimenkulün değeri de artacak. Yani hem yeni bir konuta sahip olacak hem de konutun değeri artmış olacak.
Dönüşümle birlikte kentsel tasarım projeleri de geliştirecek. Kültürel alanlar, müzeler, tiyatrolar, spor ve sağlık alanları gibi sosyal aktivitelerin olduğu mekânlar yapılacak Akılı şehirler kurulacak Enerji verimli kullanılacak Isınmada ve aydınlatmada güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yer verilecek.
Artık zaman afetler oluşmadan önce gerekli tedbirlerin alınması zamanıdır. Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun taslağı tam da bu amaca hizmet etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder