İSTANBUL – Türkiye’nin bol güneşine rağmen eğitim ve bilgi eksikliğinin altını çizen Murat Çataklı, Türkiye’nin fotovoltaik uzmanlığı konusuyla ilgili ilk yazdığı kitap ve sonrasındaki eğitim süreciyle bu boşluğu doldurmayı hedefliyor. Çataklı, ’600 MW’ın 2013 içinde gerçekleşmesi gerçekçi değil’ yaklaşımını savunurken sürecin belirsizliğinin şirketleri finansmandan mahrum bırakacağını ima etti.
Çataklı Enerji, Eğitim ve Danışmanlık firmasının kurucusu ve genel müdürü olan Murat Çataklı ile kendisinin kaleme aldığı Türkiye’nin ilk fotovoltaik uzmanlık kitabı hakkında kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Kitabının dışında Murat Bey’e Türkiye’nin güneşle imtihanını da sorduk:
Çataklı: Güneş bol ancak eğitim ya da kitap yok
Sizi böyle bir kitap yazmaya iten sebep ne oldu?
Türkiye’nin fotovoltaik sektörü ile ilgili bir araştırma yaptım. Modül, evirici, ekipman üreticileri ve toptancıları, proje danışmaları ve diğer unsurların hepsi mevcut veya gelmeye hazırlanıyorlar. Hepsi de büyük projelerden, büyük işlerden ve çok para kazanacaklarından bahsediyorlar. Ancak kimse, kim bu büyük projeleri gerçekleştirecek, kim doğru tasarlayacak, kim montajını doğru yapacak diye sorduğumda cevap veremiyorlardı. Kervan yolda giderken dizilir düşüncesi açık açık ortadaydı. Bu düşüncenin sebebini araştırdım ve ortaya çıkan çok ilginç bir sonuca vardım. Bu kadar güneşi bol olan ülkede sektöre yönelik ne ciddi eğitim ne de kitap vardı.
Bilgi sahibi olma olasılığı tabii ki çok düşük ve dolayısı ile bu felsefenin ortaya çıkması gayet normal. Bu eksikliği kapatmak amacı ile Almanya’nın en tecrübeli eğitim kurumu Deutsche Gesellschaft für Sonnenenrgie e.V. LV Berlin Brandenburg’un 4. baskıda yayınladığı ‘Fotovoltaik Sistemler’ adlı kitabını Türkçe’ye çevirdik ve 1996 itibaren verdikleri Fotovoltaik Uzmanlık Eğitimlerini Türkiye de uygulamaya başladık.
Peki Murat bey biraz da kitabın içeriğinden bahseder misiniz?
438 sayfa ve 10 bölümden oluşan kitabın bölümleri Fotovoltaik Teknolojinin Tarihçesi ve Giriş,Temeller, FV Tesislerin Bileşenleri, Keşif, Yer Tespiti ve Gölge Analizi, Şebekeye Bağlı Tesislerin Planlanması ve Tasarlanması, Ada Tipi Tesislerin Planlanması ve Tasarlanması, Bilgisayar Programları ve Simülasyon, Montaj Sistemleri ve Bina Entegrasyonu, FV Tesislerin Kurulumu, İşletime Alınması ve Çalıştırılması, Maliyet Hesaplamaları’dır.
Çataklı: Bilgi kirliliğini azaltmak için etkinlikler düzenlemek gerekli
Türkiye’de güneşte gelinen aşama doğrultusunda yeterli düzeyde bir bilgilenme söz konusu mu?
Şu an Türkiye’de bilen de bilmeyen de konuşuyor. Ne sektörde faaliyette bulunan şirketlerin çoğu, ne halk, ne dağıtım şirketleri, ne de fotovoltaik ile ilgilenen devlet kurumları yeterince doğru bilgilere sahip. Büyük eğitim eksikliği mevcut. Bilgi kirliliğini azaltmak için bilgilendirme organizasyonları ve eğitimler düzenlemek gerekiyor.
Bu anlamda siz ne gibi çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
Bu yılın son kış aylarına doğru halka yönelik bilgilendirme içerikli etkinlikler düzenleyeceğim. Ayrıca Temmuz ayında sınav sistemini içinde barındıran, Almanya’dan verilen DGS Fotovoltaik Uzmanlık sertifikanın eğitimlerine başlayacağız.
’600 MW 2013 hedefinin gerçekleşebilme oranı çok düşük’
Güneşle ilgili son dönem gelişmeleri ortada. Yakın zamanda beklenen yönetmelikler yayımlandı. İlgili adımların atılması ile 2013 itibariyle gerçekleştirilmesi gereken hedef 600 MW olarak belirlendi. Siz bu hedefle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bence gerçekleşebilme oranı çok düşük. 600 MW enerji üretimi için sadece 600 şirketin başvuruda bulunması halinde bunların bürokratik süreçlerini, yarışmalarını göz önüne aldığımızda 2013 itibariyle böyle bir hedefin gerçekçi olmadığını düşünüyorum.
Çataklı: Belirsiz sürece finansman desteği mümkün değil
Son olarak Murat bey, Avrupa’dan da Türkiye’ye bu alanda bakabilmiş biri olarak şunu sormak istiyorum size: Avrupa, Türkiye’de güneş enerjisi alanında atılan bu adımları ne kadar gerçekçi buluyor?
Lisans gereken yatırımlardan ve projelerden uzak duruyorlar. Bunun sebebi de sürecin belirsizliği. Bugün yaptığınız proje ve fiyat çalışmasının 2 ya da 3 sene sonra geçerliliği ne olacak sizce? Bunun arkasından da hangi finans kurumu belirsizliği bulunan böyle bir süreç için finansman desteği sağlar?
Özellikle Alman şirketleri lisans gerektirmeyen yatırımlara ağırlık veriyorlar ve yavaş yavaş bayilik sistemlerini genişletiyorlar. Ortaklıklarla da adım atıyorlar. Sektörün geleceğini ortaklık süreçlerinde görüyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder