26 Temmuz 2013 Cuma

Enerji verimliliğinde nereye koşuyoruz ?


Enerjinin verimli kullanımının tüm dünyada gelecek açısından bir zorunluluk olduğu bilinmektedir. Ülke olarak enerjide dışa bağımlılıktan bir nebze olsun kurtulmanın, dünya açısından sürdürülebilir bir ekosistem ve doğal yaşamın sürmesinin yolu enerjiyi verimli kullanmaktır. Enerjiyi verimli kullanmanın yollarını bulmak yasal ve toplumsal altyapısını oluşturmak zorundayız.

Enerji verimliliği konusunu anlayabilmek için dünyanın ve ülkemizin artan enerji ihtiyacına bakmak gerekir. 2011 sonu itibariyle Dünya Birincil Enerji Tüketimi: 12,3 milyar TEP tir. Türkiye ise 118,8 milyon TEP enerji tüketimi ile dünyadaki enerji tüketimi en yüksek 23‘üncü ülke konumundadır. 2010 - 2030 arası yıllık artış oranı dünyada % 1,4 olarak belirlenirken, ülkemizde % 4 olması bekleniyor. Ülkemizin enerjide % 70‘leri aşan bir oranda dışa bağımlığı olduğunu da dikkate aldığımızda enerji verimliliği karşımıza oldukça önemli bir olgu olarak çıkıyor.

Türkiye ekonomisi gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında "enerji yoğun" olarak değerlendirilebilir. Enerji yoğunluğu ekonomi ve sanayinin yapısından önemli oranda etkilenmektedir ve nihai kullanım enerji verimliliğinin gerçek anlamda karşılaştırılması için kıyaslamanın satın alma gücü paritesi bazlı GSMH ve nihai kullanım enerji tüketim rakamları arasında yapılması gerekmektedir. Ancak bu kıyaslama bile, Türkiye‘nin bazı Avrupa ülkelerinin 2,5 katı daha fazla ve AB‘ nin ortalamasından % 30 fazla enerji yoğun olma özelliği taşıdığı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca ülkemiz kurumlarının yaptığı birçok çalışma Türkiye‘de tüm sektörlerin ortalaması olarak, en az % 25 enerji tasarrufu potansiyeli olduğunu doğrulamaktadır.


Son yıllarda enerji verimliliği sağlanması amacıyla oluşturulan yasal mevzuatla bu alanda önemli adımların atıldığını görmekteyiz. 2007 yılında yayınlanan 5627 sayılı ‘`Enerji Verimliliği Kanunu``, 1 adet Strateji Belgesi, 13 adet yönetmelik, 15 adet tebliğ, 4 adet genelge hazırlandı, ama uygulamada ciddi anlamda, üretimi ikame edecek, dışa bağımlılığımızı azaltacak bir enerji tasarrufunu ortaya koymak için hala yeterli çalışmaların yapılmadığı görülmektedir. Halen kurumsal yetersizlikler, mali desteklerin enerji verimliliği potansiyelinin değeri ile kıyaslandığında çok düşük seviyelerde kalması, her seviyede eksik bilgi ve farkındalık ve hatta yeni mevzuattaki uygulanabilirliği olmayan bazı hususlar; enerji verimliliğinde istenen sonucun alınmasını geciktirmektedir.

Enerji Verimliliği konusunun ulusal bir mesele olduğunu bilen ve sağlanacak faydanın ülke insanının ve kamunun faydasına olacağını sürekli gündeme getiren odamız süreci desteklerken, bu konudaki önerilerini sürekli olarak dile getirmekte ve raporlarla görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaktadır.

Yasadan sonra onlarca yönetmelik ve tebliğ yayınlanmıştır. Bunların pek çoğunda çok kısa süreler içinde revizyon ihtiyacı doğmuş, yapılan değişiklikler ve yeni ek yükümlülükler, bu mevzuatı karışık, problemli ve zaman zaman da birbiri ile çelişir hale getirmiştir. Mevzuatın içselleştirilmesi ve uygulanabilmesi için; en kısa sürede toptan yeniden ele alınarak sadeleştirilmesi ve detayların her yıl hazırlanacak kılavuzlarla yönlendirilmesi gereklidir.

Enerji Verimliliği mevzuatının uygulanmasında belirtilen bazı son tarihler, zaman yaklaşıp uygulamalar gerçekleşmeyince ertelenmektedir. Örneğin kamu binalarının etüt çalışmalarının tamamlanma zorunluluğu zamanı geldiğinde gerçekleşmeyince 2 yıl ötelenmiştir. Benzer şekilde Enerji Verimliliği Stratejisinde de bazı son tarihler verilmiştir. Şubat ayında birinci yılını dolduracak olan stratejinin bir yıl içinde yapılması öngörülen eylemleri ile ilgili gelişmelerden henüz bir bilgimiz yok. Büyük ihtimalle onlarda da bazı ötelemeler söz konusu olacaktır. Bu çeşit bir uygulama yöntemi kamuya olan güveni sarsmakta ve bu alanda yol kat edilmesini engellemektedir.

8.5 milyona ulaşan mevcut bina stokunun %85‘i olarak tahmin edilen önemli bir kısmının enerji verimliliği açısından yeterli şartlara sahip olmadığı sektörde sıkça dile getirilmektedir. Bunun bilinçsizlik, bilgisizlik, yetersiz yapı denetimi gibi bazı nedenleri olsa da en önemli nedeni finansman yetersizliğidir. Bu nedenle enerji verimliliği önlemlerinin daha etkin uygulanabilmesi için teşvik programlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Uygulamalar hakkında halka yeterli düzeyde bilgi aktarılmamaktadır. Bunun sonucu olarak yasa ve yönetmeliklerde yer alan zorunluluklar halk arasında şehir efsaneleri biçimindeki söylentilerle yayılmaktadır. Örneğin bu süreç içerisinde halk arasında "zorunlu" bir "mantolama yönetmeliği" söylentisi yayılmış, bunun sonucunda bugün halkımız hiçbir kural ve şartname uygulanmaksızın ve hiç bir kurum ve kuruluş denetiminde olmayan piyasanın insafına kalmış bir şekilde binalarını "mantolama" yöntemiyle yalıtmaya çalışmaktadır.

Isı pay ölçer ve termostatik vanaların kullanılması tüm binalarda 2012 yılından itibaren zorunlu olmasına rağmen, bu zorunluluğun denetiminin nasıl yapılacağı konusunda belirsizlikler mevcuttur, bu zorunluluk özellikle mevcut binalarda şu an yeterince uygulanmamaktadır. Enerji kimlik belgesi hazırlamada kullanılan BEP-TR programı halen sorunlu olup kullanılması son derece sakıncalıdır. Bu programın yenileneceğine ilişkin Bakanlık yetkililerinin sözleri henüz yerine getirilmemiştir. Tüm binalarda Enerji Kimlik Belgelerinin tamamlanması için son tarih 2017 yılıdır. Buna karşın mevcut binalara Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesi işi neredeyse henüz başlamamıştır.

Yeni binalarda uyguladığımız standartlar ise diğer ülkelerdekine kıyasla daha zayıftır. Gelişmiş ülkelerde bina sektörü, ülkelerin "Düşük Karbonlu Ekonomiye Geçiş Stratejileri"nde sanayi ve ulaşım sektörlerine göre daha kolay ve maliyet etkin önlemlerin alınabilecek bir sektör olması sebebiyle öncelikli eylem alanı olarak yer almaktadır. AB, 2020 yılına kadar sera gazı salınımlarının %20 azaltılmasını, enerji arzında yenilenebilir enerji payının %20‘ye ulaşmasını ve enerji verimliliğinin %20 artırılmasını hedeflemektedir.

Enerji verimliliğinin gerçekleşmesinin en önemli alanı bölgesel ısıtmadır. Bölgesel ısıtma Almanya, Danimarka, İsveç ve Finlandiya‘da uzun yıllardır uygulanmakta, bu ülkelerdeki konutların yüzde 25‘i bu yöntemle ısıtılmaktadır. Ülkemizde bölgesel ısıtma konusu temel çalışma alanı haline getirilmelidir.

Ülkemizdeki enerji verimliliği desteklerinin, potansiyelin mali değeri ile kıyaslandığında çok yetersiz ve belirlenmiş bir hedefi öngörmeden verildiğini düşünüyoruz. Enerji verimliliği destekleri artırılmalı, başvuru ve geri dönüş/ödeme mekanizmaları kolaylaştırılmalı, hızlandırılmalıdır. Diğer ülkelerde olduğu gibi standardize edilmiş yaklaşımlarla hızla uygulanabilecek tematik destek programlarına hemen geçilmelidir.

Enerji Verimliliği Yasası‘nda belediyelerin adı yoktur. Oysa Belediyeler bu alanda etkin şekilde görevlendirilmelidir. Bilinçlendirme ile halkta davranış değişikliğinin kalıcılığı sağlanmadıkça halkın enerji verimliliği faaliyetlerinin bir parçası olması beklenemez. Bu bilincin yükseltilmesindeki en önemli aygıt şüphesiz yerel yönetimler olacaktır.

Ulaşımda enerji verimliliği konusunda çıkarılan ve uygulaması olmayan yönetmeliğin en kısa zamanda ele alınması gerekmektedir. Özellikle şehir içi toplu taşımacılık ve enerji verimli trafik düzenlemeleri konusunda hükümet düzeyinde çalışmalar yapılmadan ulaşımda nerdeyse tamamı ithal olan yakıt tasarrufu sağlanamaz.

Sonuç olarak; mevzuat çalışmalarında yer alan ve tanımlamaya çalıştığımız bu eksiklik ve belirsizlikler, meslek odalarının, sektör bileşenlerinin, bu alanda çalışan mühendis ve mimarların başlangıçta yer alan heyecanlarını yitirmelerine yol açmıştır.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve üyeleri enerji verimliliği alanının temel aktörlerindendir. Her zaman olduğu gibi bu konudaki görüş ve önerilerimizi kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşmaya devam edeceğiz. Tüm gücümüzle enerji verimliliği kültürünü toplumun her kesiminde ön plana çıkartıp bu alanda bilinçlendirme ve farkındalık yaratma çalışmalarını sürdüreceğiz. Sanayi alanında, ulaşımda ve diğer tüm alanlarda enerji verimliliği çalışmalarında gereken noktaya ulaşmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.



Haber Kaynağı için Tıklayınız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder