İSTANBUL – TIREC 2012 etkinliğinin ana sponsorlarından olan ve pek çok firmanın aksine Türkiye pazarına girmek için Van’da yerleşmeyi seçen LTİ Reenergy şirketinin Finans Yöneticisi Nurcan Sarica’yla konferans esnasında kısa bir röportaj yapma imkanımız oldu. Kendisi ile inverter üreten uluslararası bu şirketin faaliyetleri, hedefleri ve yenilenebilir enerji pazarına yönelik değerlendirmelerini konuştuk.
LTİ Reenergy’nin kuruluş amacı ve projelerinden söz eder misiniz?
LTİ Reenergy Yenilenebilir Enerji San. ve Tic. A.Ş. bu yıl mayıs ayında kuruldu. Van’da faaliyet gösteren firmamızla, Türkiye’de büyük çaplı inverter üretimi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. LTİ Reenergy’nin kurucuları olarak, aynı zamanda Almanya merkezli LTI teknoloji firmasının Türkiye’deki kuruluşu olan LTI Türkiye’nin ortakları konumundayız. Firmamızın inverter üretimine en geç 2013 yılının Mayıs ayında geçmeyi hedefliyoruz.
İnventer üretimine yönelik belirlediğiniz hedefler nelerdir?
Türkiye’de yaptığımız pazar araştırması sonucunda, yenilenebilir enerji alanında büyük çaplı inventer üretiminde sıkıntı yaşandığını belirledik. Bu doğrultuda, pazardaki büyük çaplı inventer ihtiyacını gidermeyi amaçlıyoruz. LTI algılama, alarm ve ikaz sistemleri, elektronik ve otomasyon başta olmak üzere, birçok sektörde dünya çapında faaliyet gösteren bir kuruluş. LTI’ın sahip olduğu inverter kalitesini Türkiye’ye getireceğiz. Ürettiğimiz inventerleri, kuracağımız sinyalizasyon sistemiyle kontrol edeceğiz. Dolayısıyla, herhangi bir arıza durumunda, müşteri kuruluşlarımızdan önce tespit ederek, o bölgedeki teknisyenlerimiz aracılığıyla müdahale etme olanağına sahip olacağız. Hedefimiz, büyük çaplı inventerlerde, başta yenilenebilir enerji alanı olmak üzere, birçok sektörde Almanya’nın yüksek teknolojisini ve bilimini transfer etmek.
Türkiye’de gerçekleştireceğiniz üretim için ne tür çalışmalar yapıldı?
Uygulayacağımız üretim modellerini, LTI’ın teknolojisinden yararlanarak oluşturacağız. Üretim aşamasında, Almanya’dan büyük güç ve destek alacağız. Proje desteği, teknisyen gibi birçok konuda hiç sıkıntımız olmayacak. Bu çerçevede, çalışanlarımızı ilk aşamada, Almanya’da iki aylık özel bir eğitime tabi tutacağız. Sonrasında, bu ekibimizi eğitimli personel niteliğinde Türkiye’de üretim sorumlusu olarak görevlendireceğiz. Üretimimizin ilk aşamasında, Almanya’dan gelen uzman bir personel ekip de istediğimiz kalite düzeyi yakalanıncaya kadar aktif olarak bize katılacak.
Doğu Anadolu bölgesine yatırım yapma amacınızı öğrenebilir miyiz?
Merkezimizi Doğu Anadolu’ya kurma amacımız, bölgenin ekonomisine katkıda bulunmak ve gençlere istihdam olanağı sağlamak. Bir iki yıl içerisinde de Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarına başlamayı düşünüyoruz. Bu konuda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’yle de görüşmelere başladık.
Bürokratik uygulamalar, yatırımcıya zorluk oluşturuyor
Türkiye yenilenebilir enerji pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güneş enerjisinde belirlenen 600 megawat’lık kapasitenin, başlangıçta yeterli gibi görünse de mutlaka yükseltilmesi gerektiği görüşündeyim. Lisanssız üretim kapasitesinde belirlenen 500 megawat’ın 1000 megawat düzeyine çıkarılmasını doğru buluyoruz. Şirketler bazında öngörülen 500 kilowatlık kapasitenin de 3 megawat’a çıkarılması da şirketlerin kendi kullanacakları elektriği, kendilerinin sağlaması açısından da önem taşıyor. Bununla birlikte, hem yerli hem yabancı şirketler için uygulanan bürokratik uygulamalar, yatırımcılar için büyük zorluklar oluşturuyor. Biz de Türkiye’de belirlediğimiz üretim kapasitesini, katıldığımız organizasyonlardan aldığımız geri dönüşler sonucunda, 200 megawat’a çıkardık.
Röportaj: Hüseyin Bumin Ekmekçi
huseyin.ekmekci@alternatifenerji.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder