20 Mayıs 2013 Pazartesi

Koli Basili bakterisinden mazot üretildi..!


Enerji Günlüğü - 
KOLİ BASİLİ :

İnsan barsağında yaşayan önemli bir bakteri. Çubuk şeklinde olup, bazan zincirler halinde görülür. Birçok türleri hareketlidir. Glikozu ve laktozu mayalar. Bir gram dışkıda yüz milyondan bir milyara kadar koli basili bulunabilir. Koli basili, hayatın ilk dakikalarından itibaren kalın barsağın sürekli misafiridir. Sindirim maddeleri artıklarını parçalayarak geçinen, bu yoldan insanlara faydalı olan bir bakteridir. Koliyi barsakta zararsız bir durumda tutan, barsağın direncidir. Sağlam bir barsak, koliye geçit vermez. Bu direnç herhangi bir sebeple azalırsa, koli basilleri kan yoluyla vücuda yayılır, böbrek, mesane safra kesesi gibi organlara yerleşerek tehlikeli durumlara yol açarlar. Koli basili özellikle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarına sebeb olmaktadır. Bilhassa pis suların döküldüğü plajlar, koli basilinin yol açtığı hastalıkların kaynağıdır. İnsan dışkısının içinde devamlı bulunduğu için koli basili miktarı, suların dışkıyla kirlenmesinde ölçü kabul edilir. Bir suda, üç defa üstüste koli tipi basil bulunursa, o su içilmez ilan edilmelidir. Koli basili penisiline dirençlidir. Teramisin, kloramfenikole karşı duyarlıdır. KOLİBRİ (Trochilus); Alm. Kolibri (m), Fr. Colibri (m), İng. Humming-bird. Familyası: Kolibrigiller (Trochilidae). Yaşadığı yerler: Güney ve Orta Amerika’da yaşarlar. Özellikleri: Kuşların en küçükleri ve renk bakımından en güzelleri. Gerisin geriye uçabilir ve havada belli noktada durabilirler. Düz veya kıvrık ince uzun gagalarıyla çiçeklerden balözü toplar ve havada uçan küçük böcekleri de avlarlar. Arı kolibri 1,5 gr ağırlıkta, 2,5 cm uzunluktadır. Çeşitleri: 400’den fazla türü vardır. Arı kolibri, dev kolibri, kılıçgagalı kolibri, Meksika yıldızı, boynuz gaga meşhurlarıdır. Kolibrigiller ailesi türlerinin genel adı. Sinek kuşları olarak da bilinirler. Güney ve Orta Amerika’ya mahsus en küçük kuşlardır. Havada kanat çırparak durabilen ve gerisin geriye uçabilen yegane kuş çeşididirler. Uçarken arı gibi vızıltılı ses çıkarırlar. Düz veya kıvrık ince uzun gagalarıyla çiçeklerden nektar (balözü) emer, yapraklar üzerinde biriken çiğ damlalarını içer, küçük böcekleri de avlarlar. Boyları 6-21 cm arasında değişen 400’den fazla türü vardır. Arı kolibri 2,5 cm uzunluğunda ve 1,5 gr ağırlığında olup bir bal arısı iriliğindedir. Dev kolibri ise, 21 cm uzunluğa ulaşır. Kolibrilerin çoğunun boyu gagaları dahil 5-6 cm’yi geçmez. Madensel parıltılı renkleri, gökkuşağı gibi ışığın bütün renklerini yansıtırlar. Erkek kolibriler bu renkli tüylerle dişilerini cezbederler. Saniyede 50-80 defa kanat çırpar, bir dakika içinde 40 çiçeği ziyaret edebilirler. Çiçeklerin balözünü emerken kanatlarını hızla çırparak havada dururlar. Bal özünü emdiklerinden gagaları ince uzundur. Kılıç gagalı kolibride gaga uzunluğu, baş, vücut ve kuyruk uzunluklarının toplamı kadardır. Çok enerjik olduklarından hergün ağırlıklarının iki üç katı besin yemek zorundadırlar. Saatte 100 km hızla uçar, geceyi hareketsiz geçirerek dinlenirler. Havaların soğumasıyla çiçeği bol olan bölgelere doğru göç ederler. Kolibriler son derece cesur ve atılgandır. Bazan kendilerinden 20 defa daha büyük olan kuşların üzerine hücum ederek, vücutlarının veya kanatlarının altına yapışıp, hiddetlerini teskin edene kadar bunları gagalarlar. Üreme dönemlerinde erkekler havada birbirleriyle dövüşürler. Dişi, toprak üzerinde ceviz büyüklüğünde yaptığı yuvasına iki yumurta yumurtlar. Yavrular iki haftalık bir kuluçka sonucu yumurtadan çıkar ve üç haftada yuvayı terk ederler. Süs kuşu olarak tutulursa da hareketli olduklarından esaret hayatına dayanamazlar.


Koli Basili bakterisinden mazot üretildi !


Genetik yapısı değiştirilen koli basili (e. coli) bakterisi, şekeri, mazota çok yakın bir yakıta dönüştürdü. NTV’nin haberine göre, bu işlemin kapsamı büyütülebilirse, sentetik yakıtın fosil yakıt enerjisine alternatif olabileceği düşünülüyor. Sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan araştırmayı yürüten ekipte yer alan Prof. John Love, "Biyoyakıtlar gibi ikame yakıtlar yerine, yedek bir fosil yakıt geliştirdik. Amaç; araba üreticilerinin, tüketicilerin ve akaryakıt bayilerinin değişikliği fark etmemesi” yorumunu yaptı.


BİYO-FOSİL-YAKIT
Dünya genelinde biyoyakıt kullanımı artıyor. Avrupa Birliği`nde 2020 yılında bitkisel akaryakıt tüketme oranının yüzde 10`a çıkarılması hedefleniyor. Ancak biyodizel ve biyoetanol türü yakıtlar bütün modern motorlarda kullanılamıyor. Motorların çoğunluğunda kullanılabilmeleri için, yüzde 5 ila 10`unun petrol ile harmanlanması gerekiyor. E. coli bakterisi ile üretilen yakıt ise bambaşka özelliklere sahip. Sentetik biyoloğu Prof. Love bunu şöyle açıklıyor: "Yaptığımız, tam olarak modern motorlara uygun yapıda ve gerekli bileşime sahip yakıt üretmek. İsterseniz buna biyo-fosil-yakıt deyin."
 


Shell şirketi ile İngiltere`deki kamu destekli düşünce kuruluşu Biyoteknoloji ve Biyoloji Bilimleri Araştırma Konseyi tarafından finanse edilen araştırmada kullanılan E. coli türü, normal koşullarda şeker alıp yağa dönüştürüyor. Sentetik biyoloji aracılığıyla bakterinin hücre mekanizmasını değiştiren bilimciler, şekerin sentetik yakıt moleküllerine dönüştürülmesini başardı. Böylece bakteri, adeta bir yakıt fabrikası haline geldi. Ancak ortaya bir yemek kaşığı alkan çıkması için yaklaşık 100 litre bakteri gerektiği anlaşıldı. Endüstriyel üretime geçmek için miktarı artırmaları gerektiğini belirten Prof. Love, bunun gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini anlamak için 3-5 yıl çalışacaklarını belirtiyor. Bu süre zarfında, bakterinin insan veya hayvan atıklarını yakıta dönüştürüp dönüştüremeyeceği de incelenecek.

"SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİL"
Biyoyakıtlar, fosil yakıtlara karşı yeşil alternatif olarak ortaya çıktı. Petrol ve mazot tüketildiğinde, Dünya`nın derinliklerinde birikmiş olan karbondioksitin atmosfere karışmasına yol açıyor. Biyoyakıtlar ise sadece bitkilerin atmosfere saldığı miktarda karbondioksit yayıyor. Ancak biyoyakıt üretmek için kullanılan tarım mahsüllerinin yetiştirilmesi sırasında harcanan enerji de `karboz ayak izi` hesabına dahil ediliyor. Bu nedenle, biyoyakıtların tıklayın zararlı olduğu görüşleri de dile getiriliyor.


Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House tarafından yayınlanan raporda, biyoyakıtların masraflı olduğu ve küresel iklim üzerinde fosil yakıtlara göre daha olumsuz etkide bulunduğu öne sürülüyor. İngiltere hükümetine biyoyakıtlar konusunda danışmanlık yapan Geraignt Evans, bakteri temelli yakıt üretiminde de bu tür etkenlerin göz önünde bulundurulması gerektiği görüşünde. İleri sürülen yöntemle, mazot üretimi potansiyelinin genişlediğini belirten Evans, "Yine de bunun topraktan geldiğinin ve sürdürülebilirliğinin üzerinde dikkatlice durmalıyız. Bu bir sihirli değnek değil, alet çantasındaki başka bir alet" diyor.

http://enerjigunlugu.net/koli-basili-bakterisinden-mazot-uretildi!_3304.html#.URBaSRiGYjV

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder