9 Ağustos 2017 Çarşamba

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Hakkında Tüm Bilgiler

ÖYP hakkında bilmek istediğiniz herşey

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) nedir? ÖYP'ye kimler başvurabilir? Öğretim süresi kaç yıldır?

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP), yüksek lisans eğitiminden başlayarak doktora bitimine kadar uzanan bir süreçtir. Bu süreç içerisinde yurtiçi ve yurtdışı dil eğitimleri ve ayrıca yüksek lisansta ve doktorada 12 ay yurtdışında eğitim olanağı vardır. Projenin asıl amacı eğitimlerin sonucunda öğretim üyesi olarak atanmanızdır. Yani Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında, lisansüstü eğitim verme imkânına sahip olan yükseköğretim kurumlarında, öğretim üyesi ihtiyacı olan diğer yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlilerine lisansüstü eğitim yaptırılması yoluyla, öğretim üyesi yetiştirilmesine fırsat verilmektedir.

ÖYP Puanı Nedir?
Adayların ÖYP puanı (lisans genel not ortalamasının %35'i ile Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavında (ALES) ilgili alanda alınan puanın %50'si ve varsa yabancı dil puanının %15'i) dikkate alınarak hesaplanır.

Puan hesaplaması nasıldır, kaç net ile istediğim bölüme girebilirim?

ÖYP USUL: ÖYP Usulde ise bir mülakat ya da sınav bulunmamaktadır. Ales %50 + Lisans not Ortalaması %35 + Varsa Dil Puanı %15 toplanarak en yüksek puana göre yerleştirme yapılmaktadır.

ÖYP'de jüri sınavı ya da mülakat var mıdır?

Hayır artık ÖYP'de mülakat yoktur sadece puan sıralaması vardır. Puanı en yüksek olan herhangi bir sınava tabi tutulmadan atanır.

ÖYP'nin eğitim süresi kaç yıldır?

2 yıl yüksek lisans + 4 yıl doktora'dır.

ÖYP'de askerlik işlemleri nasıl oluyor?

Askerlik anayasaya göre zorunlu bir hizmettir. Devlet memuru olduğunuz için istediğiniz zaman askerliğe müracaat edebilir ve ücretsiz izinli olarak askerliğinizi yapabilirisniz. Döndüğünüzde görevinize aynı şekilde ve haklarla başlarsınız, bu arada da lisansüstü eğitimleriniz dondurulur.

Başvuru şartları

Kimler ÖYP'ye Başvurabilir?

ÖYP'ye 4 yıllık lisans eğitimini başarı ile tamamlamış olanlar başvuru yapabilirler. Herhangi bir lisans mezuniyet ortalaması taban puanı yoktur.

ÖYP İçin Bir Yaş Sınırı Var mı?

ÖYP Araştırma Görevliliği için yaş sınırı 35'dir.

ÖYP'ye başvurabilmek için ÖYP puanımın kaç olması gerekir?

Taban puan sınırı yok ama puanınız ne kadar yüksekse şansınzı artar.

ALES puanım 70'in altında başvuru yapabilir miyim?

Hayır yapamazsınız, tüm akademik başvurular için Ales 70 şarttır.

ÖYP başvurularında sadece İngilizce mi geçerli?

ÖYP başvurularında dil puanı olarak İngilizce dışında bir dil puanını kullanabilirsiniz. Başvuru ekranında hangi dillerin geçerli olduğu görünmektedir.

Önceden ÖYP'yi kazanıp atanmış olanlar tekrar başvuru yapabilir mi?

Evet yapılabilir bu konuda henüz bir sınırlama bulunmamaktadır ancak ÖYP puanından %3'lük bir kesinti yapılır.

Normal araştırma görevliliğinden ÖYP'ye geçilebilir mi?

Evet şu şartları sağlarsa; 31/07/2008 tarihinden sonra yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlisi kadrolarına atanan ve halen aynı kadroda bulunan araştırma görevlilerinden, ÖYP puanı, bu usul ve esaslar çerçevesinde aynı üniversitenin aynı anabilim dalına atanan araştırma görevlileri ile eşit ya da daha yüksek olanlar, yükseköğretim kurumlarının ilgili yönetim kurullarının önerisi ve YÖK Yürütme Kurulu'nun kararı ile ÖYP usul ve esaslar çerçevesinde ÖYP araştırma görevlisi desteklerinden faydalandırılırlar.

Yüksek lisans yaptım/yapıyorum/tez aşamasındayım ÖYP'ye başvurur ve kazanırsam yüksek lisansım yanacak mı?

Bu tamamen dekanlığınızın iznine bağlıdır. Ama yüksek lisans yaptığınız bölüm eğer atandığınız bölüm ile aynı ise sayılma ihtimali yüksektir. Ayrıca yüksek lisans yaptığınız üniversite ÖYP üniversitesi ve anabilim dalı ÖYP anabilim dalı ise programa ÖYP kapsamında devam edersiniz.

Doktora tez/ders dönemi aşamasında olanların ÖYP başvurusu nasıl olur?

ÖYP'de doktora en önemli kısımdır. Eğer atandığınız bölüm ya da anabilim dalınız aynı değilse ÖYP kapsamında doktoranızı yeniden yaptırmaları daha büyük bir olasılıktır.

Bütünleşik doktora yaparken ÖYP'ye başvurulur mu?
Başvurabilirsiniz yukarıda doktora yaparken başvuru şartları sizin içinde geçerlidir.

Atama ve sonrası

ÖYP Araştırma Görevlilerinin Yıllık İzinleri Kaç Gündür?

ÖYP Araştırma Görevlilerinin yıllık izinleri 20 gündür.

ÖYP Araştırma Görevlilerinin Maaşları Ne Kadardır?

ÖYP araştırma görevlileri 1870 tl maaş alırlar. Ocak maaş zammı ile birlikte 1.950 tl olacağı düşünülüyor. Bu ücrete geliştirme ödeneği dahil değildir. Geliştirme ödeneği doğu'dan batıya azalır. Doğuda ödenekler 900-700 arasındadır.

ÖYP'ye girdikten sonra çalışma alanı değiştirilir mi?

Hayır değiştiremezsiniz sadece lisansüstü eğitim anabilim dalınızı aynı bölüm içinde olmak şartı ile değiştirebilirsiniz.

ÖYP'de zorunlu hizmet bittikten sonra ne olur?

Zorunlu hizmetiniz bittikten sonra istediğiniz üniversiteye başvuru yapar ve sınavını kazanırsanız oraya geçebilirsiniz.

Mecburi hizmet senedi

ÖYP Kapsamında Mecburi Hizmet Senedi Nedir?

ÖYP kapsamında gerek lisansüstü eğitimleriniz gerekse yabancı dil eğitimleriniz için görevlendirilirsiniz. Bu görevlendirmeler karşılığında mecburi hizmet senedi imzalarsınız. Yurtiçindeki görevlendirmeleriniz karşılığında bire bir yurtdışı görevlendirilmeniz karşılığında ise bire iki karşılığında mecburi hizmet yaparsınız. Bu görevlendirmeler karşılığında ise yüklenme senedi imzalatılır, senedin tutarı; görevlendirileceğiniz süre (toplam ay) * brüt maaş + %50'si + yasal faizlerdir.

ÖYP'de imzaladığımız senetlerin miktarı ve bağlayıcılığı nedir?

İmzalayacağınız senetlerin miktarı sizin okuyacağınız ay ya da yıla göre paralel olarak değişir. Toplam tutar = (süre(ay)* maaş) + maaşın %50'si + faizlerdir. 6 yıl için (yüksek lisans ve doktora toplamı) imzalanan senet yaklaşık 250-300 bin tl'dir. Dil için 6 ayda yaklaşık 20 bin tl'dir. Senetlerin takibine, tahsiline ya da iptaline herhangi bir anlaşmazlıkta yetkili kılınan mahkeme karar verir o yüzden yorum yapamıyoruz.

ÖYP ataması olan tüm üniversiteler senet imzalatır mı?

Adı üzerinde olan programın amacı öğretim üyesi yetiştirmektir. Normal koşullarda yeni açılan üniversiteler bu program dahilinde araştırma görevlisi alır ve yetiştirilmesi için büyük üniversitelere gönderirler. Bu işlem 35. madde ile geçici görevlendirme olarak yapılır bu durumda senet imzalarsınız. Ancak yeni alımlarla beraber köklü üniversiteleri de ilanlarda görmeye başladık, bu üniversitelere atandıktan sonra eğer bölümde lisansüstü programlarınız varsa sizi dışarıya göndermek istemeyecek aynı zamanda eğitim alırken bölümde kalmanızı isteyeceklerdir işte böyle bir durumda senet veya zorunlu hizmet olmaz.

Akademikpersonel.org

30 Mart 2014 Pazar

Kojenerasyon


Kojenerasyon (CHP), tercihen ısı tüketimi olan yerlerde kullanılan ve aynı zamanda bölge ısıtma ağını yararlı ısıyla besleyebilen elektrik enerjisi ve ısı üretebilen modüler yapılı bir sistemdir. Bu sistem kombine ısı ve güç sistemi ilkesine dayanmaktadır.
Elektrik üretgeçi için hareketlendirici olarak yanmalı motorlar, yani dizel veya gaz motorları ve bunun yanında gaz tribünleri kullanan bir sistemdir.
Geleneksel lokal ısıtma sistemleri ve merkezî enerji santrallerine göre gösterdiği yüksek verimlilik derecesi nedeniyle elektrik üretiminden elde edilen atık ısı doğrudan oluştuğu yerde kullanılır. Elektrik enerjisi verimliliği tesis büyüklüğünden bağımsız olarak %25 ile %50 arasında değişmektedir. Bölgesel ısıtma sistemde atık ısı kullanımıyla dahili birincil enerjinin %80'ninden %90'a kadar kullanılabilmektedir. Kojenerasyonlar %40 kadar birincil enerjiyi tasarruf edebilmektedirler.
Geleneksel kojenerasyon birimlerinin beş kilowatt (kW) ile beş megavat (MW) arasında elektrik kapasiteleri vardır. 50 kW altında olanlarda mini kombine ısı ve güç birimlerinden söz edilirken, 15 kW altında olanlara mikro kojenerasyon denir. Mini ve mikro kojenerasyonlar hanelerde, küçük işletmelerde ve yerleşim birimlerinde kullanılmaktadır. Kombine ısı ve güç birimleri aynı zamanda ısıtma santrallerinde tipik olarak birkaç yüz MW'lık enerji kapasiteli santrallerde kullanılmaktadır.

İşletme türleri

İdeal olarak referans şebeke kaplı olup, fazla üretimin elektrik şebekesini beslemesi sağlanır. Isı ısıtma ve sıcak su hazırlamak için kullanılır.
Eğer kojenerasyonun kapasite verimi bölgesel ısınma ihtiyacını karşılamaya yönelikse, ısıtma yönelimli kojenerasyondan bahsedilir. Modüler yapılı tesislerde ısıtma kapasitesindeki ayarlamalarla tek bir agregat ihtiyaca göre açılıp kapatılır. Bir agregatın yapılandırılmasıyla güç çıkışı uygun olarak ayarlanır. Bu gibi tesislerde üretilen elektrik mümkün mertebede tesis içinde kullanılırken, artan enerji genel ağa dağıtılır ve uygun şekilde mahsup edilir.
Elektrik üretimi yönelimli kojenerasyon sistemlerinde kapasite çıktıları elektrik ihtiyacına göre yönlendirilir. Elektrik üretimi sırasında üretilen ısı bir termal depoda sonraki kullanımlar için saklanır veya bir soğutma sistemi üzerinden verimliliği düşürmesine rağmen atık ısı olarak çevreye verilir. Bu tarz çalışma biçimleri genellikle genel ağdan bağımsız olan elektrik ağlarında kullanılır. Öte yandan yenilenebilir hammaddelerle işletilen kojenerasyonlar Türkiye'de genellikle elektrik enerjisi üretimi yönelimli olarak kullanılır, çünkü yenilenebilir enerji kaynakları yasasına göre elektrik dağıtım tarifesinden yüksek karlılık getirmektedir. Üretim sırasında ortaya çıkan ısı şimdiye kadar genellikle göz ardı edilmiş olup, istisnai durumlarda tamamını kullanmak mümkün olmaktadır.
Performans seviyesi bir merkezî santralden birçok tesise paylaştırılıyorsa buna "ağ yönetimli kojenerasyon" denir. Merkezî sistemler arasındaki kojenerasyon ünitelerinin planlamasını ekonomik çerçeve koşullarına göre, örneğin ortak gaz ve elektrik sözleşmeleri gereğince optimizasyonunu sağlanır. Ağ yönetimi sanal enerji santrali fikrinin temel fikirlerinden biridir.

Açıklama

Genellikle kojenerasyon tesisleri tam güç çalışma fonksiyonunda sadece bağlı kullanıcıların maksimal ısı enerji ihtiyacının bir kısmını karşılamak için tasarlanmıştır. Bu şekilde pahalı elektrik üretme tertibatının en iyi şekilde kullanımı sağlanır ve yüksek çalışma saatlerine ulaşması (yıllık 7900 saat çalışma hedeflenirken çoğunlukla 3000 saatten 4000 saate kadar gerçekleştirilebilir) sağlanabilir.
Elektrik beslemeli ısı tankları yardımıyla mini kojenerasyonlar hanelerde kazan yükünü tepe değere getirmeksizin çalışabilir. Böyle bir kojenerasyon temel yükten sonra ısı enerjisi ihtiyacına göre ayarlamaz, tam aksine geleneksel kalorifer sistemi gibi pik yüke göre ayarlama yapar. Bu ayarlama yöntemi öncelikle söz konusu mini kojenerasyonlar da yaygınlık kazanmıştır. Böyle ayarlamalarda kojenerasyonun tekrarlı olarak açılıp kapatılması, makinenin ömrünü kısaltır ve maliyet verimliliğini düşürür. Bir mini kojenerasyona geçiş yaparken mevcut bir ısıtma tesisatı genellikle küçük değişiklikler ile yeniden kullanılabilir. Bu durum öte yandan kojenerasyon tertibatının büyük depolama imkanı veren bir sistemde kullanılması imkanını da sağlar. Kış koşullarında kalorifer tertibatının yeterli olmaması durumunda, mevcut brülor ya da pit yüklü kazanla ısıtmaya eklemlenebilir. Çok nadir ortaya çıkabilen ek ısıtma ihtiyaçlarında basit bir yedek elektrikli ısıtıcının kurulumuyla ekonomiklik sağlanabilir.
Ayrıca büyük kojenerasyonlar da ilave ısıtma depolarıyla optimize edilebilir. Bu şekilde pit yükü yedeğe stoklanır ve bunun yardımıyla kojenerasyondan elde edilemeyen ek ısıtma gereksinimi azaltılır. Ayrıca bu durum yüksek elektrik fiyatlarının olduğu dönemlerde geçici bir elektrik üretimi yönelimli sistem kurmaya olanak verir.

Ekoloji ve çevre yönü

Isıtma yönelimli tesislerin kurulmasındaki ekonomik ve ekolojik tabanlı temel düşünce üretilen ısıyı tamamıyla ve eğer mümkünse elektriği üretim yerinde kullanmaya dayanmaktadır. Artan elektrik ise belirli bir fiyata mahsuben genel elektrik ağına dağıtılmaktadır. Çünkü bu şekilde daha az geleneksel enerji üretim tesisi elektrik üretimi için kullanılmakta ve yerine artan kojenerasyon tesisleri kullanımıyla fosil yakıtlar nedeniyle ortaya çıkan karbondioksit yayılımı azalmaktadır. Bu nedenle kojenerasyon tarzı yenilenebilir enerji üretim tesisleri Türkiye sınırlarında devlet tarafından da desteklenmektedir.
Bir kojenerasyon tesisi klasik ısıtma ve elektrik sağlayıcılarından oluşan santrallere göre çok daha yüksek kullanım verimliliği (kullanılan elektrik enerjisi artı kullanılan ısı enerjisi bölü enerji girdisi) sağlamaktadır. Modern bir taş kömürü enerji santrali ancak %45 verimlilik dercesine ulaşabilmektedir. Yani, yaklaşık olarak üretilen enerjinin yarısı atık ısı olarak düşülmekte, bu atık ısınınsa merkezi büyük santrallerde ısı üretgeçiyle ısı alıcısının genellikle birbirinden uzak mesafelerde bulunması ve atık ısının uzak yerlere dağıtımıyla oluşan yüksek tesis maliyeti ve %10-15 arası belirgin taşıma kaybına sebep olmaktadır. Ayrıca elektrikteki voltaj değişiklikleri ve taşıma sırasında da %2 ile %5 oranında enerji kaybı oluşmaktadır. Kojenerasyon tesisleri %25 ile %50 arasında (büyüklük ve türüne göre) verimliliğe sahip olup, toplam verimliliği elektrik ve ısı üretiminin kombine olarak doğrudan kurulduğu yerde kullanımıyla yaklaşık %90'lara ulaşmaktadır.
Fakat işlem sonrası elde edilen ısının yerinde kullanımının bu avantajı uygun alıcının olduğu varsayımına dayanmaktadır. Konutlar mevsimlere göre çeşitli ısı düzeylerine ihtiyaç duymaktadırlar, örneğin elde edilen ısının anında yerinde kullanımı yaz dönemlerinde kısmen gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca yüksek toplam verimlilik derecesi sadece işlem sonrası elde edilen ısının optimal kullanımıyla, yani yukarıda bahsedildiği gibi ısı yönelimli üretim tesisi şeklinde faaliyet gösterdiğinde geçerli olabilmektedir.
Yağ değişimi, filtre takımı ya da gaz motorlarında buji değişimleri vs. gibi durumlarda oluşan motor bekletmeleri ve buna bağlı olarak servis personelinin geliş gidiş maliyetlerine yapılan harcamalar ekolojik bilançoyu olumsuz olarak etkilemektedir, çünkü küçük ve merkezi olmayan tesislerde özellikle mikro kojenerasyonlar da bu durum kayda değer bir maliyet yükselmesi demektir. Enerji bilançosuna pozitif olarak etkisi ancak üretilen elektriğin kısa nakil hatlarıyla mümkün olmaktadır. İletim maliyetleri bu şekilde azaltılabilir.

Teknik

Orijinal olarak kojenerasyon tesisleri yanmalı motorlara dayanmaktadır, ısı egzozdan ve soğutucu devridaiminde kalorifer suyunu ısıtmak için kullanılır. Bunun yanında Stirling motoru, buhar motoru ve biyokütle gazlaştırıcı makine gibi sistemlerde elektrik üretimi için kojenerasyon tesislerine entegre edilebilir. Kojenerasyon kullanımı içten yanmalı motorun türüne göre, sadece oda ısıtması hazırlamaktan ziyade su buharı, sıcak hava, sıcak yağ ve emme ısı pompası üzerinden süreç ısı üretmeye hizmet etmektedir. Bu şekilde kojenerasyon tesisinin atık ısısından soğuk hava de elde edilebilir. Yakıt olarak fosil ya da yenilenebilir hidrokarbonlardan bitki yağı (genelde hurma yağı), biyodizel (dizel motorlar için), doğal gaz, bağlı olarak biyogaz (Otto motorlar, çift yakıtlı motorlar veya gaz tribünleri için biyogaz motorları) kullanılır, bunun yanında talaş ve ahşap peletleri Stirling motorlarda yaygın kullanılan hammaddelerdendir.
Yanmalı motor veya gaz tribünü temelli kojenerasyon sistemlerinde atık ısı soğuk devir-daiminde ve egzoz sisteminde ortaya çıkmaktadır. Atık ısı, ısı eşanjörü üzerinden konutun merkezi ısıtma sistemine iletilir. Bu şekilde motor kullanımı ve motor etki derecesine bağlı olarak %95 düzeylerinde kullanım oranlarına ulaşabilmektedir. Tam kapasite motor kullanımında safi elektrik etki derecesi motorun ve jeneratörün yakıt kullanımı, büyüklük ve imal biçimine (örneğin turbolu/turbosuz) %20 (mini kojenerasyonlarda) ile %43 (1 MW üzeri kapasiteli dizel motorlarda) arasında değişmektedir.
Yaklaşık 1 ile 5 kW arasında elektrik ve 3-15 kW arası sıcaklık performanslı mikro kojenerasyonlar tek ya da çok haneli konutlarda ısıtma sistemi olarak görev yapabilmektedir. Yüzlerce kW performanslı orta büyüklükteki kojenerasyonlar genellikle küçük yerleşim bölgeleri veya yüzme havuzlarını ısıtmak ve elde edilen elektriği yerinde kullanmak için kullanılmaktadır. Gemi dizel motoruna sahip 10.000 KW üzeri büyük kojenerasyonlar büyük yerleşim birimleri ya da fabrikaların elektrik ve ısıtma sistemlerinde kullanılır.

Ekonomiklik

Bir kojenerasyon sisteminin ekonomikliği için en önemli unsur makinenin tam kapasitede yıllık çalışma saatlerinin büyüklüğüdür (genellikle 4.000 saat). Bu şekilde ekonomik açıdan elde edilen elektrik ve ısı düzeylerini mahsuben tesise yapılan yatırımlar karşılanabilir.
Isı yönelimli kojenerasyon sistemlerinde yıl içinde gerekli olan ısı performansı konut için yılda kaç saat ne kadar kapasiteyle çalışılarak elde edileceği tespit edilir ki yaklaşık olarak yıllık 3.000 saatlik çalışma saatine denk gelmektedir. Genellikle pit ısı performansının %25-30'u olan tepe ısı performansı bu şekilde tespit edilir. Bu yükseklikte bir performansa ulaşmak için kojenerasyonlar birden çok motorla donatılmaktadır.
Yerleşim yerlerinde ısıtma enerjisi ihtiyacı mevsim şartlarına göre çok fazla değişmektedir, özellikle yaz ortasında sıcak su ihtiyacı minimuma düşmektedir. Bu dönemlerde elde edilen ısıyı buna bağıl olarak elektriğe çeviren kojenerasyon modelleri kullanılır ve İhtiyaç dalgalanmaları eşitlenebilir.
Kapsayıcı bir ekonomiklik incelemesi ile bütün yatırımlar ve işletme maliyetleri (amortismanlar, yakıt ve bekleme maliyeti vs.) ve elektrik ve ısı enerjisinden elde edilen gelirler karşılaştırmalı olarak tespit edilir. Ve giderleri minimuma indirme yolları tespit edilir.
Yaz mevsiminde azalan ısı enerjisi ihtiyacının yarattığı maliyetleri düşürmek için bu artık ısıdan yararlanan emmeli soğutma makineleri kullanılarak ortam iklimlendirmesi için kullanılır. Gelecek dönemlerde ise sanal santral kurularak, merkezi olmayan birden çok tesisi merkezi bir sistemden kontrol etme olanağına sahip olunarak yönetim giderlerini düşürmek mümkündür. İhtiyaca göre enerji üretmeyip, ayrıca baz enerji veremeyen güneş ve rüzgar enerjilerine göre kojenerasyon sistemleri ayarlanabilir ısı tamponları ile çok daha verimli çalışabilmektedir. Bölgesel olarak gerekli olan elektrik enerjisi iletildikten sonra, elektrikle beslenen sıcak su tanklarında gerekli ısı enerjisi biriktirilir.
Tek haneli ya da çok haneli konutlara kojenerasyon sistemleri pazarlamanın temel sorunlarından biri tipik doğalgazlı ya da fosil ısıtmalı sistemlere göre yüksek maliyetleridir. Buna rağmen amortismanın çabuk sağlanması ve yüksek verimliliği nedeniyle diğer tip yöntemlere göre daha tercih edilebilir sistemler haline gelmektedir.

Kaynak için Tıklayınız..

Türk bilimadamlarından devrim..!

Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesindeki Elektronik Malzeme Üretim ve Uygulama Merkezi laboratuvarlarında tamamlanan nanoteknoloji projesiyle dünyanın ilk ısı yayan nanokompozit tekstil malzemesi üretildi.

Türk bilimadamlarından devrim!

Düşük voltajda enerjiyle çalışan ürünle portatif sauna, yerden ısıtma sistemi, halı ve battaniye üreten bilim insanları, uzay ve savunma sanayinin ilgisini çekecek giysiler geliştirmeye hazırlanıyor... 
KUMAŞLAR SOBA İŞLEVİ GÖRÜYOR
 
Türk bilim insanlarının geliştirdiği  nanokompozit ısı yayan tekstil maddesi, insanoğlunun ısınma ihtiyacına devrimsel  bir çözüm getirdi. Patenti alınan teknolojiyle artık kumaşlar, soba işlevi  görecek. Konut ısıtmasından astronot kıyafetlerine, modadan savunma sanayine  geniş bir alanda önemli değişiklikler sağlaması beklenen buluşun kullanıldığı ilk  ürün ise "portatif sauna" oldu. 
 
Kalkınma Bakanlığı desteğiyle Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde  kurulan ve yerli kaynaklardan yüksek katma değerli teknolojiler geliştirmeyi  amaçlayan Elektronik Malzeme Üretim ve Uygulama Merkezi (EMUM), yarattığı  patentlerle dikkati çekiyor. Nanoteknoloji ve kimya teknolojileri konusunda  dünyada ilk kez geliştirilen çok sayıda buluş için patent alan merkez, ısı yayan  nanokompozit film ve tekstil maddeleri geliştirilmesi projesiyle ısınma  teknolojisinde devrimsel bir buluşa imza attı. 
 
ISI YAYAN HALI, BATTANİYE ÜRETİLDİ
 
EMUM Müdürü Prof. Dr. Erdal Çelik ve DEÜ Metalurji ve Malzeme  Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Erol'un 2007'de başladıkları  ısı yayan nanokompozit malzeme geliştirmesi projesiyle portatif sauna, konut ve  seralar için yerden ısıtma sistemi, kombiler için su ısıtma sistemi, ısı yayan  halı ve battaniye gibi ürünler geliştirildi. 
 
 Isı yayan tekstil malzemesiyle ilgili AA muhabirine açıklama yapan  Prof. Dr. Çelik, dünyada sayılı bulunan gelişmiş cihazlara sahip merkezde günlük  hayata uygulanabilecek nanoteknoloji projeleri üzerinde çalıştıklarını, metrenin  milyarda biri büyüklüğündeki ölçeklerde çalışarak hayatı kolaylaştıracak işlevsel  malzemeler geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. 
 
Nanoteknolojik müdahaleyle ısı yayan malzemeler geliştirme fikri  üzerinde yürüttükleri tartışmalar sırasında nihai ürün olarak portatif bir sauna  üretip üretemeyeceklerini görmek üzere proje geliştirdiklerini anlatan Çelik,  Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın San-Tez Programı kapsamında desteklediği  projeyle demir çelik sektöründe metallerin eritildiği kazanlarda kullanılan bir  karbon türevi olan grafit malzemesini nano boyutlara uygulamaya çalıştıklarını  söyledi. 
 
6 yıl süren çalışma kapsamında öğüterek nano boyutlara indirgedikleri  grafitleri, polimerler vasıtasıyla tekstil ve film malzemelerinin üzerine  işlediklerini anlatan Çelik, 12 voltluk elektrikle ısı yayan malzemenin homojen  bır ısınma sağladığını ifade etti. 
 
 Isı yayan tekstil ya da filmin en fazla kaç dereceye ulaşabileceğini  önceden belirleyebildiklerini anlatan Çelik, geliştirdikleri malzemenin istendiği  gibi kıvırılıp katlanabildiğini, esnetilebildiğini söyledi. 
 
Klasik ısıtıcılarda ısınmanın metal rezistanslar aracılığıyla  yapılabildiğini, tel üzerinde çok yüksek derecede oluşan sıcaklığın ortama  yayılarak ısı oluşturulduğunu, nanokompozit malzemede ise ısınmanın malzemenin  tamamında homojen olarak gerçekleştiğini, bunun da klasik sisteme göre daha  güvenli ve düşük maliyetli ısınma imkanı sağladığını ifade etti. 
 
"Isı teknolojilerinde devrim yaratacak bir teknoloji geliştirdik" diye  konuşan Çelik, teknolojiyi kullanarak şu ana kadar portatif sauna, ısı yayan halı  ve battaniye ürettiklerini anlattı. 
 
Ürettikleri portatif saunayı halen evinde kullandığını söyleyen Çelik,  şöyle konuştu: 
 
"2 metrekarelik nanokompozit filmle kapladığımız yüzeyi kıvırarak  silindir bir odacık şeklindeki portatif sauna haline getirebiliyoruz. Saunanın  içinde 75 derecelik bir sıcaklık oluşuyor. Nanokompozit malzemeyle ürettiğimiz  diğer bir ürün de ısı yayan halı. Serili olduğu alanda ısı yayan bu malzemeyi  konutların yerden ısıtmasında da kullanabiliyoruz. Malzemenin seri üretimi için  firmalarla görüşme halindeyiz. Bu ürünün günlük hayatta kullanımı ilk olarak ısı  yayan halı, portatif sauna ve küçük boyutlu ısı yayan tekstil ürünleriyle  başlayacak. Isı yayan battaniye ve kıyafetler üzerinde iyileştirme çalışmalarımız  devam ediyor." 
 
 ISINMA MALİYETLERİNİ DÜŞÜRECEK 
 
Dr. Mustafa Erol ise yaptığı açıklamada, ısıya ihtiyaç duyulan her  alanda kullanılabilecek bu malzemenin çok ucuz hammaddelerle üretildiğini, diğer  ısınma araçlarına göre daha düşük kurulum ve çalıştırma maliyetine sahip olduğunu  söyledi. 
 
Laboratuvar koşullarında metrekaresi ortalama 100 liralık toplam  maliyetle üretilen malzemenin seri üretime geçilmesi halinde çok daha ucuza mal  edilebileceğini ifade eden Erol, konutların nanokompozit malzemeyle doğalgaza  göre çok daha ucuza ısıtılabileceğini ifade etti. 
 
GİYSİLER ÜZERİNDE DE DENENİYOR
 
Sistemin giysiler üzerinde denemelerinin devam ettiğini, astronot  giysileri, askeri ve sportif kullanım için de geliştirme çalışması yapıldığını  ifade eden Erol, "Bu teknoloji yakın gelecekte kış giysilerinde önemli  değişiklikleri beraberinde getirecek. Örneğin pille çalışan ısı yayan tekstilden  yapılmış giysiler, kışın üşüme sorununu ortadan kaldırabilecek. Sistemi farklı  yönlerde geliştirme noktasında önerilere açığız. Ayrıca tasarım boyutuyla da  tekstil firmalarıyla görüşüyoruz" dedi. 

26 bin konut çöpten elektrikle aydınlatılıyor..

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin çöplerinin toplandığı sahada kurulan Metan Gazından Elektrik Enerjisi Üretim Tesisi'nde geçen yıl, 43 milyon 186 bin 950 kilowat/saat elektrik üretildi.

26 bin konut çöpten elektrikle aydınlatılıyor

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yaptığı açıklamada, Konya'nın çöplerinin toplandığı Katı Atık Depolama Sahası'nda hizmete sundukları tesisin, sadece Konya ve Türkiye açısından değil, yeryüzünde hayatın devamı açısından da öncü ve çevreci bir tesis olduğunu ifade etti. 

Tesisin 4 üniteden oluştuğunu, toplam kapasitesinin saatte 5,6 megavat (MW) olduğunu dile getiren Akyürek, tam kapasite ile çalışan tesisin günlük ortalama 26 bin konutun elektrik ihtiyacını karşıladığını belirtti.

Saatte 2 bin 850 metreküp çöp gazı yakılarak enerjiye dönüştürüldüğünü vurgulayan Akyürek, açığa çıkan ısının da bin 200 metrekarelik alanda oluşturulan serada değerlendirilerek, yıl boyunca domates üretildiğini aktardı.

Akyürek, 2013 yılında 43 milyon 186 bin 950 kilowat/saat elektrik üretilen tesiste, hizmete sunulduğu 2012 yılından bu yana 85 milyon 173 bin kilowat/saat elektrik üretildiğini bildirdi.

Belediye tarafından 2008 yılında hizmete sunulan Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesislerinin de günde yaklaşık 5 ton tıbbi atığı bertaraf ettiğine dikkati çeken Akyürek, "Geçen yıl 2 bin 40 ton tıbbi atığın bertaraf edildiği tesislerde, kurulduğu günden bu yana 8 bin 610 ton tıbbi atığın bertarafı gerçekleştirilmiştir" dedi.

29 Mart 2014 Cumartesi

1 günde 4 bin cam şişe geri dönüşüme kazandırıldı..

Geri dönüşüm konusunda farkındalığı artırmayı amaçlayan Anadolu Cam, Türkiye’nin en kapsamlı sürdürülebilirlik projelerinden biri olan ‘Cam Yeniden Cam’ projesi kapsamındaki faaliyetlerine aralıksız sürdürüyor. Anadolu Cam son olarak Ataşehir Belediyesi ile yaptığı işbirliği kapsamında gerçekleştirdiği ‘Takas Evi’ etkinliğinde cam geri dönüşümünün ülke ekonomisine ve enerji tasarrufuna sağladığı katkıları tüketicilerle paylaştı.
Atasehir-3
Tüm üretim süreçlerini ‘sürdürülebilirlik” ilkesi doğrultusunda kurgulayan Anadolu Cam Sanayii A.Ş., geri dönüşümde farkındalığı artırmayı hedefleyen ‘Cam Yeniden Cam’ projesini Türkiye’nin her köşesine yaymak üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor.
Anadolu Cam’ın Cam Yeniden Cam Projesi kapsamında gerçekleştirdiği ‘Takas Evi’ etkinliği son olarak İstanbul’un Ataşehir ilçesinde gerçekleştirildi. Ataşehir Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen etkinliğe başta öğrenciler olmak üzere ilçe sakinleri büyük ilgi gösterdi.
Ataşehir Cumhuriyet Meydanı Parkı’nda 19 Mart Çarşamba günü gerçekleştirilen etkinlikte, cam geri dönüşümünün ülke ekonomisine ve enerji tasarrufuna sağladığı katkılar maskotlar, müzik, dans ve çeşitli animasyonlar eşliğinde tüketicilerle paylaşıldı.
‘Cam Yeniden Cam’ projesi kapsamında, eğlenceli ve bilgilendirici aktivitesi ile camın geri dönüşümü hakkında toplumsal bilincin artırılmasını amaçlayan Anadolu Cam’ın standına atık cam şişe getirenlere cam kavanozda Sarelle marka krem çikolata hediye edilirken, yaklaşık 4 bin adet cam şişe atığı geri dönüşüme kazandırıldı.

Türk öğrenciden pil ömrünü uzatan buluş

Türk öğrencinin batarya kullanım süresini 4 katına çıkaran buluşunu dünya konuşuyor.


Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Makine Mühendisliği öğrencisi Ceyhun Derinboğaz, akıllı telefon, tablet bilgisayar gibi ürünlerin en büyük sorunu batarya kullanım süresini 4 kata çıkaracak "grafen" maddesinden pil üretti.

Derinboğaz, yaptığı açıklamada, Rus bilimadamları tarafından bulunan nanoteknoloji ürünü grafen maddesini, üniversitede geliştirdikleri reaktör ile üretmeyi başardıklarını belirtti.

Geliştirdikleri makinenin patentini almak için başvurduklarını ifade eden Derinboğaz, şu bilgileri verdi: "Günümüzde bütün elektronik aletlerde, elektrikli otomobil, motosiklet gibi vasıtalarda lityum iyon piller kullanılıyor. İşlemciler, bilgisayarlar çok hızlı çalışıyor ama en büyük sorunu batarya süreleri oluşturuyor. Lityum iyon piller, enerji yoğunluğunu en iyi sağlayan batarya türü olmasına rağmen bu dahi yetmiyor. Bunu çok önemli bir sorun olarak görerek, bu konuda bir çalışma yapmak istedim. Rus bilimadamlarının geliştirdiği grafen malzemesinden pil ürettik. Bu pil, lityum iyon pillere göre iki kat hızlı şarj oluyor. Şarj olduktan sonra ise kullanım süresini yüzde 400 oranında artırıyor."

Pilin henüz piyasaya çıkacak düzeyde olmadığını aktaran Derinboğaz, "Geliştirdiğimiz pilin en büyük sorunu, 10 kez şarj edip deşarj ettikten sonra pilin ömrünün azalmaya başlaması. Azalıp en sonunda lityum iyon pillerle aynı performansa düşüyor. Ancak bu sorunu da aşacak fikirlerimiz var. Grafenle birlikte, başka bir madde ile pilin dayanıklılığını 1-2 yıl aynı seviyede kalacak şekilde artırmayı düşünüyoruz. Bunun için de araştırmalara devam etmemiz, daha fazla deney yapmamız gerekiyor" diye konuştu.

"Sponsor ya da şirket ortağı arıyoruz"

Öğrenci Ceyhun Derinboğaz, pilin prototipini de hazırladıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu konuda bir şirket kurduk. Projemiz için Bilim , Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından 100 bin lira destek aldık. Ürettiğimiz grafeni de satmaya başladık. Çok sayıda üniversiteden akademisyenler çalışmak istedikleri için bizden bu malzemeyi alıyor. TÜBİTAK 1507 desteği almak için başvurduk. Ancak bu desteğin yüzde 20'lik bölümünü KDV'siyle birlikte ödememiz gerekiyor. Bu desteği sağlamak için de sponsor bulmayı ya da şirketimizin hisselerinin bir bölünü satmayı düşünüyoruz."

Kaynak için Tıklayınız..